Dağdaki prenses Gerçek Sağlar


Bugüne dek ‘masum ve sempatik kadın’ rollerinde izlediğimiz Gerçek Sağlar, TRT 1’de yayınlanan “Sakarya Fırat” dizisinde terörist oldu! “Başta ‘Ben prensesim, nasıl dağlarda koştururum?’ diyordum ama dağdaki çekimler oyun gibiydi, çok eğlendim” diyen Sağlar, Küpeli Nejla karakterini ve bu rol hakkında duyduğu endişeleri anlattı.

“Sakarya Fırat” dizisinden bir teröristi canlandırmak için teklif aldığınızda ilk düşünceleriniz ne oldu, neler hissettiniz?

- Küpeli Nejla karakteri ilk başta beni çok heyecanlandırdı, tabii projenin geneli de öyle. Biz Osman Sınav’la yaklaşık dört-beş yıldır çalışmak istiyorduk ama bir türlü bir araya gelememiştik. Osman Ağabey bu rolü teklif ettiğinde tereddütte kaldım, çünkü bugüne kadar hep örnek alınan karakterleri canlandırmıştım. Masum yüzlü, sevimli, sempatik bir kadındım. Ama farklı bir karakteri canlandırmanın da benim için güzel olacağına inandım ve teklifi kabul ettim. ıyi ki de etmişim.
  
Küpeli Nejla’nın aşkı size neler hissettirdi?   

- Bu rolün beni cezbeden yanlarından biri de derinliği olmasıydı. Küpeli Nejla, bir ağanın kızı. Doğu’ya göre çok iyi şartlarda büyüyor ama bir teröriste aşık oluyor. Tabii babası bu ilişkiye karşı çıkıyor. Büyük bir yasak aşk yaşayan Küpeli Nejla sevdiği adamla birlikte oluyor, hamile kalıyor. Ve adam öldürülüyor. Nejla bebeğini doğuruyor ama onun da öldüğünü sanıyor. Her şeyini kaybedince biraz da delirip dağa çıkıyor. Aslında bütün amacı, kaybettiği aşkının intikamını almak.


TEPKİLERDEN KORKUYORDUM       

Bu rolde kendinizi izlerken neler hissediyorsunuz?      


- Dağlarda, tepelerde 18-20 saat çalıştık, o süreçte çok eğlendim. Oyun gibi geldi bana. Yaşasın, bam bam, oradan oraya koştur, taklalar at derken ilk bölümü izlediğimde çok şaşırdım. Çünkü işin bir de karşı tarafı var. Askerlerin şehit olduğunu, cenazelerinin Türk bayraklarına sarıldığını gördüğümde kendimi çok kötü hissettim. “Bunları benim oynadığım karakter gerçekleştirdi, o sebep oldu” dedim. Ben son derece hümanist, teröre karşı olan biriyim. Bu nedenle çok etkilendim. Kardeşleri birbirine düşürenlerin oyununa gelmememiz gerekiyor. Bu dizinin de böyle bir mesajı, bir misyonu var.

Peki bu rol nedeniyle tepki almaktan korkmadınız mı?
- Aslında sert tepkilerle karşılaşmaktan korkuyordum ama hiç öyle olmadı. ızleyici Küpeli Nejla ile beni ayırıyor. Onun ben olmadığımın gayet farkındalar.

ARKADAŞLARIMI YARALADIM

Dizide suikast silahı olarak bilinen Kanas kullanıyorsunuz...

- Evet, çok iyi bir nişancı Nejla... Osman Ağabey’le konuştuğumda hep “Ben prensesim, nasıl dağlarda koştururum?” derdim. Ama dediğim gibi dağdaki çekimler oyun gibiydi, çok eğlendim. Hatta burada kısa dönem askerlik yapmış kadar oldum! Daha önce hiç silah tutmamıştım, burada atış talimleri yaptım. Siper alma, sürünme filan derken dört-beş kilo verdim. şimdi alıştım bu duruma. Sadece “Keşke silah biraz daha hafif” olsa diyorum, çünkü benim silahım sekiz kilo civarında. Bu arada küçük sakatlıklar da geçirdim tabii. Arkadaşlarımı yaraladığım da oldu... (Gülüyor)

Son olarak çalışma arkadaşlarınız için ne söylemek istersiniz?
- Burada oyunculuk kalitesi de insanlık kalitesi de çok yüksek. şimdiye kadar hiçbir problem yaşamadık. Ben çok güzel insanlarla tanıştım, çok güzel dostluklar edindim. Bizimki kolay kolay ayrılacak bir ekip değil. 8-10 tane müzik aleti çalan arkadaşımız var, boş olduğumuzda müzik dinletileri yapıyoruz. Tiyatro oyunları da çalışmaya başladık. Isparta Üniversitesi’nin kocaman bir sahnesi var. Rektör “Burada böyle bir şey yapmak isterseniz, kapımız açık” dedi. Daha ne olsun! Her şey çok saygılı ve keyifli. Zorluk, burada benim sıralamamda en sonda.
“BAKANIN KIZI TERÖRİST OLDU”

Aileniz, özellikle de eski bir bakan olan babanız Fikri Sağlar, bir teröristi canlandırmanız konusunda ne düşünüyor?


- Bu rol için teklif geldiğinde tereddütte kaldığım konular arasında babam da vardı. Gazetelerde çıkabilecek haberleri tahmin edebiliyordum. “Eski bakanın kızı terörist oldu” diye birinci sayfa haberleri çıktı. Ama bunun bir dizi için olduğu ancak üçüncü veya dördüncü satırlarda anlaşılıyordu. Yine de bunlara hazırlıklıydık. Babam diziyi çok beğeniyor, çünkü bu proje onun yıllardır savunduğu ve anlatmak istediği birçok şeyi içinde barındırıyor.
BURADA ÇEKİM YAPMAK MÜTHİŞ

“ınsanların neden dağa tırmandığını anlamazdım ama bu dizide çalışmaya başlayınca gördüm ki insan dağda kendini doğaya ve Tanrı’ya daha yakın hissediyor. Herkesin enerjisi değişiyor, özgüveni yerine geliyor burada. Böyle bir ortamda çekim yapmak müthiş!”
Hürriyet

0 yorum:

Yorum Gönder