Tayanç Ayaydın : Buradaki kardeşlik seyirciyi etkiliyor

 
Tayanç Ayaydın, 'Ey Aşk Nerdesin?', Aşk Yakar, Pazar, Bir Ticaret Masalı ve Büşra gibi filmlerden sonra, şu sıralar Toroslar'ın eteğinde Çeliktepe Karakolu'nun güvenliği için mücadele ediyor.

TRT'de çarşamba akşamları ekrana gelen Osman Sınav'ın yönettiği 'Sakarya Fırat'ta Uzman Çavuş Osman Kanat'ı oynayan Ayaydın, gözünü sınır ötesine dikmiş durumda. Yabancı diline ve oyunculuk birikimine güvenen Ayaydın, 'hep aklımda' dediği yurtdışına çıkma hayalini bir gün mutlaka gerçekleştireceğini söylüyor. "Burada kalırsam yolu kısa tutmuş olurum." diyen Ayaydın ile Çeliktepe Karakolu'nda, kimi zaman bir askerî aracın içinde kimi zaman da sobası çıtır çıtır yanan koğuşta konuştuk.


İstanbul'dan uzakta, Toroslar'ın eteğinde çalışmak zor değil mi?
Doğayla cebelleşiyoruz. Vaktimiz genelde dağlarda geçiyor. Çabuk alıştık. Siz burada üşüyorsunuz, bizim için bahar havası. Eksi 26 dereceyi gördük.

Askerlikten farksız bu. Anneniz izleyince ne diyor?
Her anne gibi evladını düşünüyor. Ayrı yaşadığımız için buna alışık bir aileyiz. Mutluyuz. Yaptığımız işin bir yerlere doğru şekilde ulaştığını da biliyoruz.

Konu vatan sevgisi ve askerlik olunca izleyici de kendinden bir şeyler buluyor. Size ne gibi dönüşler oluyor?
Sistem içinde ne dönüyorsa onu paylaşıyoruz. Hiçbir şeyi gizlemiyoruz. Ama şansımız şu: Buradaki kardeşlik, seyircinin empati gücünü artırıyor. Sadece Osman Kanat'ın hikâyesini anlatmıyoruz. Bir soruna dikkat çekiyoruz. İnsanlar yaşadıklarını bir kez daha görüyor ve kendilerini bir parça daha rahatlatıyorlar.

Timin birbiriyle çok iyi kaynaştığını görüyoruz...
30 yaşımdan sonra, bazı şeylerden ümit kesmişken tekrar dost edinebilme şansımın olduğunu bu projede gördüm. Eğirdir'e taşındım.

Güveninizi sarsan bir şey mi olmuştu?
Herkesin yediği kadar kazık yedim, yemedim diyen adam yoktur. Bir de evin tek çocuğu olduğum için herkesi kardeş gibi gördüm. Paylaşımcı bir iş yapıyorsunuz. Bir şeyler veriyor ve alıyorsunuz. Egomuz besleniyor. 'Oyunculuk nasıl başladı?' diye soranlara; 'Çocukken sokakta oynuyordum şimdi kamera karşısında.' diyorum. Çocuk ruhunu kaybetmeden.

Sete gelen izleyiciler var; aranızda nasıl bir diyalog oluştu?
Beni 'oğlum' diye seviyorlar. Hatta suratımdaki yara izlerini gerçek sanıp endişelendikleri oluyor. Üşümeyelim diye tatlı yapıp getirenler var. Burada herkesin oğlu oluyoruz, asker arkadaşı, devresi oluyoruz. Hayatlarında nereye isterlerse oraya koyabiliyorlar.

Ödüllü oyuncu olmanın getirdiği bir sorumluluk oluyor mu?
Ödül almak bir oyuncuyu motive edermiş, hele uluslararası mecrada olursa. Ülkesinde ödül almak ise ustalarından destek almak gibi. Bu oyunculuğa doğru yerden baktığımın şimdilik bir kanıtı. Ödüllü bir oyuncuyum, ama bu çıtamı yükseltmedi. O çocuksuluğu kaybetmek istemiyorum. Bunun bitmeyen bir yol olduğunu biliyorum. Bu anlamda ise ödül çok da bir şeyin göstergesi değil.

Kafanızda oyunculuğa dair bir yol haritası var mı?
Yabancı dilim, oyunculuk birikimim var. Yurtdışına gitmek istiyorum. Oradaki kültürü daha iyi tanıyabilmek, onların bakış açılarından yararlanmak istiyorum. Kendimi sadece burada tutarsam yolu kısa tutuyormuşum gibi geliyor bana. Uzun tutmak hep aklımda, ama olur mu olmaz mı bilmiyorum. Onun için de bir çaba sarf etmiyorum.

Çeliktepe'de sinirler gergin
Sakarya Fırat'ın bu akşamki bölümünde Osman Kanat'a namlu bu kez ülke dışından çevriliyor. Zaholu Artin'le Osman arasındaki kedi fare oyunu, giderek bir ölüm kalım savaşına dönüşüyor. Bir şehit daha veren Çeliktepe Karakolu'nda sinirler gerilmişken, Atabey'de de işler karışmıştır. Fatma Hanım, İbrahim ve Serbülent'in peşinde. Ama onun polislerden talebi, herkesten biraz farklı. TRT 1 22.20
ZAMAN

0 yorum:

Yorum Gönder